Ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olarak tarihe geçen 1939 Erzincan depreminden sonra yaraları sarmak için harekete geçen Türkiye İş Bankası ve Darüşşafaka’nın yolu bu vesileyle kesişti. Deprem felaketine uğrayan ailelerden Darüşşafaka’nın öğrenci kabul koşullarına uygun 83 çocuk, Türkiye İş Bankası’nın desteğiyle okula kabul edildi. Bu iş birliği neticesinde Türkiye İş Bankası, 'Erzincan Yetimleri'nin tüm masraflarını üstlendi ve onlara yeni bir geleceğin kapılarını açtı. Bu anlamlı iş birliğinin 81. yıl dönümünde Erzincan depreminde hayatını kaybedenleri bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Eski Üyesi Beşir Özmen (DŞ’66-74), 2008 Yılı Darüşşafaka Faaliyet Raporu’nda şöyle yazıyordu: “26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan kış gecesi meydana gelen 1939 Erzincan depremi, Tokat’a kadar tüm komşu illerde etkili oluyor. Yıkım, yangın… Tahmini ölü sayısının 40 bin olduğu söyleniyor. İstanbul Kandilli Rasathanesi kayıtlarına göre deprem 27 Aralık saat 01:57:24’te başlıyor. “1939 (Ekim, Kasım, Aralık) Meteoroloji, Sismoloji ve Mıknatıs Rasatları” adlı yayında, ‘Erzincan afeti, kâğıtların haricine çıktığından ölçülememiştir’ bilgisi yer alıyor. Felaket o kadar büyük.”
Felaketin yararlarını sarmak için tüm Türkiye seferber oluyor. Elbette ki Atatürk’ün kurduğu Türkiye İş Bankası ile 1863’ten beri babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz çocuklara yeni bir hayat armağan eden Darüşşafaka da Erzincan’ın yardımına koşuyor. El ele veren iki kurum; kimi depremde babasını, kimiyse hem babası hem de annesini yitirmiş 83 çocuğu yıkıntılar içinden alıyor. Darüşşafaka, onlara kapılarını açıyor, Türkiye İş Bankası da onların tüm giderlerini üstleniyor. Böylelikle 83 “Erzincan Yetimi”, Türkiye İş Bankası’nın desteğiyle Darüşşafaka’da okumaya başlıyor.
1940 tarihli Darüşşafaka Faaliyet Raporu
O yıllar büyük ses getiren bu iş birliğine ilişkin Türk Okutma Kurumu’nun (Darüşşafaka Cemiyeti) 1940 tarihli faaliyet raporunda şu bilgiler veriliyor: “Erzincan felaketzedelerinden mektebimiz talebe kabulü şartlarına uygun olmak üzere 83 çocuk, beher çocuk için 300 lira hesabile, masarifi seneviye tutarı olan 24.900 liranın İş Bankası tarafından Kurumumuza tediyesi taahhüdü mukabilinde Darüşşafaka’ya yerleştirilmiştir. İdare heyetiniz bunu böyle yapmakla felaket karşısında memleket çocuklarına her müessesenin yapmak mecburiyetinde kaldığı yardımlardan kendisine düşeni yapmıştır ve bunun için de mektepte yeniden ilk sınıflarda şubeler açılmıştır. Çok hayırlı ve değerli milli müesseselerimizden olan İş Bankası’nın himayesini üzerine aldığı çocukları okutmak ve yetiştirmek için mektepler ve müesseseler arasında Darüşşafaka’yı tercih etmiş olması mektebimizin, onu idare eden heyetinizin hükümet ve milli müesseseler nezdindeki mevkiini göstermek itibarıyla kayıt ve iftihara değer bir hadise sayılabilir. Yine bu münasebetle Darüşşafaka’nın orta kısmında geçen sene içinde birer suretle açılmış bulunan on talebe yerine yine aynı felakete uğrayanlardan altı çocuğu Milli Komite Riyaseti delaleti ile Kurum hesabına olarak mektebe alınmış olduğunu arz eyleriz.”
Bir anı defterinin ortaya çıkardıkları
Türkiye’nin iki köklü kurumunun 81 yıl öncesine dayanan iş birliğinin izleri, bir anı defterinde karşımıza çıkıyor. Hemen hemen her öğrencinin eğitim hayatının bir döneminde hazırladığı o anı defterlerinin birinde...
Bugün Darüşşafaka Müzesi'nde muhafaza edilen defterin sahibi 1945 yılı Darüşşafaka mezunu Hüsnü Söyler… Şefkat Yuvası’ndan ayrılma vakti yaklaşınca bir anı defteri oluşturan Söyler, aynı havayı soluduğu, birlikte uyuyup, uyandığı, yemek yediği arkadaşlarından defterine duygularını yazmalarını ister. Türkiye’nin dört bir yanından gelip Darüşşafaka’nın çatısı altında buluşmuş 39 genç, Söyler’in defterine hislerini yazar. Bu defteri ömrünün sonuna kadar saklayan Söyler, zaman içinde arkadaşları hakkında edindiği bilgileri de ekler. Mesela; Türk bürokrasinin kilometre taşlarından Necdet Seçkinöz’e ait sayfada Seçkinöz’ün vefat haberini veren gazete kupürü yapıştırılmıştır.

Dursun Adalan: “Erzincan’ın ücra bir köşesinde anasız ve babasız çırpınıp dururken…”
16 Ağustos 2011 tarihinde aramızdan ayrılan Hüsnü Söyler’in anı defteri geçmişten bugüne sayısız anıyı ulaştırırken Darüşşafaka ile Türkiye İş Bankası arasındaki Erzincan depremiyle başlayan iş birliğine de ışık tutuyor.
2007 yılında Söyler’den ödünç aldığı anı defterini okurken, Beşir Özmen’in (DŞ’66-74) dikkatini bir öğrencinin yazdıkları çeker. Çünkü Darüşşafakalı Dursun Adalan, 9 Şubat 1943 tarihinde şu satırları yazmıştır: “Erzincan’ın ücra bir köşesinde anasız ve babasız çırpınıp dururken… Felaket günlerimizde bize rehber olan İş Bankası’nın delaletiyle kimsesizliğimi unutturan bu kıymetli yuvada uzun üç yıldan beri bir arkadaş değil, kardeş gibi havasını teneffüs ettiğimiz Darüşşafaka’dan talihin ve mukadderatın cilveleri bizi birbirimizden ayırıyor.”
Bundan sonraki süreci Özmen şöyle anlatıyor: “Anladım ki, Darüşşafaka, İş Bankası’nın desteğiyle, bu büyük yıkımda da yetimin yardımına koşmuş. Konuyu kendisine açtığımda Hüsnü Ağabey, İş Bankası’nın, 100 kadar Erzincanlı yetimin Darüşşafaka’ya gelmesine aracılık etmekle kalmadığını, aynı zamanda giderlerinin karşılanması için de bağışta bulunduğunu hatırladığını söyledi. Dursun Ağabeyimin sözünü ettiği ‘delalet’in çok kapsamlı ve değerli olduğunu fark ettim. Bu sohbetlerin ardından, Adnan Dovan (DŞ’1973), T.C. Başbakanlık Başkanlığında Türk Okutma Kurumu Darüşşafaka Yönetim Kurulu Karar Defteri’nde bu iş birliğine ilişkin kaydı buldu.”
Anı defterinden....

Refet Ercan: "Bir kardeş gibi hayatın acı ve tatlı günlerini geçirdik”
Bir başka Darüşşafakalı Refet Ercan, 25 Ocak 1945 tarihinde kendine ayrılan sayfaya, “Sizinle 27 Aralık 1939 yılında olan Erzincan felaketinden sonra dinmeyecek yetimlik acılarımızı dindiren Darüşşafaka’nın mukaddes çatısı altında tanıştım. Altı sene bir kardeş gibi hayatın acı ve tatlı günlerini geçirdik” notunu düşmüştür.

Muammer Malatyalıoğlu: “Darüşşafaka ruhumdaki felaket izlerini sildi”
Muammer Malatyalıoğlu ise 27 Ocak 1945 tarihinde şöyle yazmıştır: “27 Birinci kanun 1939 senesi korkunç bir felaketten kurtulup, bu müşfik yuvaya sığındım. Sana bu satırları karalarken hayalim beş sene evvelki derinliklerine dalarak seninle ilk tanıştığım günü hatırladım. O gün bana teselli veriyor ve Darüşşafaka’nın bizlere yeni bir hayat kazandıracağını vaat ediyordun. Evet sevgili kardeşim, Darüşşafaka ruhumdaki felaket izlerini sildi.”

Mehmet Aydın: "İş Bankası Darüşşafaka’da okuttuğu 40 öğrenciyi bankada çalışmaya başlattı"
Darüşşafaka’da okuttuğu 83 çocuğu, mezun olduktan sonra da yalnız bırakmayan Türkiye İş Bankası, mezunların 40’ını işe alıyor. 6 Haziran 2011’de aramızdan ayrılan Mehmet Aydın da onlardan biriydi. İş Bankası’ndan emekli olan Aydın, 2008’de Darüşşafaka ile Türkiye İş Bankası arasında gerçekleştirilen bir başka iş birliğinin “81 İlden 81 Öğrenci” projesinin imza törenine katılacak ve şöyle konuşacaktı:

“1939 Aralık ayında Erzincan’da şiddetli bir deprem oldu. Annem ve kardeşim göçük altından çıkarıldı. Yalnız kalmıştık. Yedinci sınıfta okurken bir gün Kızılay’a çağırıldık. İş Bankası Müfettişleri, deprem mağduru öğrencileri seçti. İş Bankası tüm masraflarımızı karşılayarak, bizi İstanbul’da Darüşşafaka Lisesi’nde okutacaktı. Disiplinli, düzenli, güzel ve özenli bir eğitim… Kendi adıma, yaşantımda diğer insanlardan ayıran özellikler kazandırdı. Okumayı sevme alışkanlığı, olaylara objektif bakabilme, soru sorma… Bunları okulda aldığımız eğitime ve değerli hocalarıma borçluyum. İş Bankası’nın sahip çıkması ve Darüşşafaka’da okutması bizim için bir vesile oldu. İstanbul’a gelmek bizim için bir sevinçti. Bu okulda okuduğumuz için gururlanıyoruz, seviniyoruz. İş Bankası Darüşşafaka’da okuttuğu 40 öğrenciyi bankada çalışmaya başlattı. İş Bankası’nda çalışıyor olmakla Bankanın gücünü ve çalışma disiplinini daha yakından tanıma şansına sahip oldum. Hep gurur duydum. Dört çocuğum oldu. Onları okuttum. Ben çocuklarım iyi eğitim almasını sağladıysam, çocuklarımla gurur duyuyorsam, bunu iyi bir okulda okumak ve iyi bir kurumda çalışmak sayesinde gerçekleştirdim.”

Bir başka İş Bankalı: Bektaş Erdem
18 Ocak 1945’te Hüsnü Söyler’in anı defterine “Baş döndüren hayat fırıldağı bizi bu mukaddes yerde birleştirdi. Şimdi bu fırıldağın rüzgârı önünde beraberce sürükleniyoruz. Fakat şiddetli rüzgârlarla semanın boşluğuna doğru yükselen kâğıt parçaları nasıl rüzgâr durunca muhtelif yerlere düşerlerse, bizi de hayat, böyle bilmediğimiz ve görmediğimiz yerlere atacaktır. O zaman Darüşşafaka’nın taş koridorlarında zıpladığımızı, cennet gibi bahçesinde gezdiğimizi hatırlar, birbirimizi anarız” diye yazan Bektaş Erdem de Türkiye İş Bankası-Darüşşafaka iş birliğiyle hayatı değişen “Erzincan Yetimleri”nden biri…

Yıllar sonra Erdem, Darüşşafaka'yla tanışma hikâyesini söyle anlatacaktı: “Aralık ayındaki depremden sonra tüm depremzedeler Adana’ya nakledildi. Ben de, ailemden geri kalanlarla birlikte gittim. Bir gün aralarında benim de olduğum bir grup çocuğu Kızılay’a çağırdılar, ‘Okumak istiyor musunuz?’ diye sordular. Oradan İş Bankası şubesine gönderdiler. İş Bankası’ndan bize yol parası verildi. Trene bindik, Haydarpaşa’ya geldik. Denizi hayatımızda ilk kez orada gördük. Trenden indikten sonra vapura bindik. Vapur kalkarken zelzele oluyor zannettik. Vapurdan inince bizi arabalara yerleştirip doğru Darüşşafaka’ya götürdüler. Hiç unutmuyorum 1940 yılının Mart ayıydı, ders yılının bitmesine iki üç ay kalmıştı. Ben orta ikinci sınıfa alındım. O sene hepimiz sınıfta kalmış sayıldık, seneyi kaybettik. Erzincan’da kalsaydın zaten liseye gidemezdim” diyecekti. Darüşşafaka’dan mezun olduktan sonra Türkiye İş Bankası’nın Bahçekapı Şubesi’nde çalışmaya başlayan Erdem, hızla yükselmiş, şef yardımcısı, şef ve ikinci müdür olmuş. Genel muhasebe müdürüyken, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ahmet Dallı’dan takdirname ve 300 liralık “taltif ikramiyesi” almış. Kariyerine başka bankalarda devam eden emekli bankacı Erdem duygularını, “Biz Darüşşafaka’nın kölesiyiz. İş Bankası’na da minnettarız. Onların sayesinde adam olduk!” sözleriyle ifade edecekti.
İş Bankası Genel Müdür Yardımcılığı’na yükselen bir Erzincan yetimi: Cahit Yücel
Erzincan yetimlerinden Cahit Yücel (DŞ’1940) ise İş Bankası’nda Genel Müdür Yardımcılığı’na kadar yükselecekti. Erzincan yetimleriyle ilgili desteğini 1952 yılına dek sürdüren İş Bankası ile Darüşşafaka dostluğu farklı biçimlerde 1983 yılına dek sürüyor.
“81 İlden 81 Öğrenci” projesi
Darüşşafaka ve Türkiye İş Bankası arasında 1939 yılında başlayan iş birliği, 2008 yılında "81 İlden 81 Öğrenci" projesiyle yeni bir filiz verdi. 12. yılını geride bırakan proje, her yıl Darüşşafaka Sınavı’nı kazanan 81 öğrencinin, başta eğitim olmak üzere, giyim, gıda, barınma gibi tüm giderlerinin Türkiye İş Bankası tarafından karşılanmasını ve öğrencilerin üniversiteye devam etmeleri hâlinde de desteklenmelerini içeriyor.
Tüm Haberlere Göz Atın