
Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı, 17 Eylül Pazartesi TİM Gösteri Merkezi’nde düzenlenen açılış töreniyle başladı. Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Darüşşafaka Eğitim Kurumları Lise Müdürü ve Kampüs Koordinatörü Adnan Ersan ve İlköğretim Müdürü Çiğdem Kaya, Cemiyet yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler, veliler, bağışçılar ve Darüşşafaka dostlarının katıldığı törende, Darüşşafaka ailesini Büyükelçi Mehmet Dönmez, Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sadettin Pircioğlu ve Sarıyer İlçe Milli Eğitim Müdürü Celal Yılmaz Gültekin de yalnız bırakmadı.

Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, Darüşşafaka’ya bu yıl yeni başlayan öğrencilerin 10-16 Eylül tarihleri arasında katıldıkları ve çeşitli etkinliklerle yeni yuvalarına alışmaya başladıkları oryantasyon haftasından görüntülerin de yer aldığı bir Darüşşafaka sunumu ile başladı.
Adnan Ersan:
"Sizlerin gelecekte ülkemize yapacağınız katkıları görmek
bizim için en büyük mutluluktur"

Törende söz alan Darüşşafaka Lisesi Müdürü ve Kampüs Koordinatörü Adnan Ersan konuşmasında şunları söyledi: “Hepimiz biliyoruz ki, insan olmanın, insan gibi yaşamanın bir takım kuralları vardır. Bu kuralların başında eğitim-öğretim gelir. Darüşşafaka olarak amacımız, Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasa’da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, kendini ifade edebilen, soran, sorgulayan, düşünen, düşündüğünü demokratik yollardan açıkça ifade edebilen; insanları dil, din, ırk, cinsiyet, sosyal ve ekonomik statü yönünden ayırmayan, bütün insanları kucaklayabilen, ülkesini ve insanlığı seven bireyler yetiştirmektir. Sizlerin gelecekte ülkemize yapacağınız katkıları görmek bizim için en büyük mutluluktur. Size her zaman güvendiğimizi bilmenizi isterim. 138. Dönem mezunlarımız, büyük düşünerek, çok ciddi sorumluluk duygusu içerisinde hazırlanarak son yılların en büyük başarısını elde ederek çok iyi üniversitelere yerleştiler. Şimdi sıra sizlere geldi. Onların başarısını yakalamak hatta daha yukarıları hedeflemek için sıra sizde. Bunu başaracağınıza tüm öğretmenleriniz gibi ben de inanıyorum.”
Adnan Ersan'ın konuşmasının tam metnine ulaşmak için lütfen tıklayınız
Zekeriya Yıldırım:
"Elimize verilen kaynakları, verimli ve tutumlu kullanmak gibi bir ödevimiz"

Konuşmasına ülkemiz coğrafyasını temsil eden 40 ilden gelerek yeni ders yılında Darüşşafaka Ailesine katılan 120 öğrenciye "hoşgeldin" diyerek başlayan Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım, "Bu yıl öğrenci sayımız daha da artarak, 1.000’e yaklaştı. Bu artışta en büyük pay, şüphesiz Türkiye İş Bankası’na ait. Beşinci yılını kutladığımız '81 İlden 81 Öğrenci' projesiyle her yıl yeni aldığımız 81 öğrencinin tüm giderlerini karşılayarak Anadolu Açılımını mümkün kılan Türkiye İş Bankası’na bir kez daha Darüşşafaka Ailesi adına şükranlarımızı sunuyorum" dedi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birazdan üniversite giriş sınavında gösterdikleri başarılar nedeniyle Yusuf Ziya Paşa Ödülleri’ni almak üzere bu sahneye çıkacak ablalarınız ve ağabeyleriniz Darüşşafaka değerlerine bağlı kalarak ve çok çalışarak neler başarılabileceğinizin örneklerini yarattı. Onlar, bu yıl üniversite giriş sınavında elde ettikleri derecelerle hepimizin göğsünü kabarttı. Bizlere tarifsiz bir mutluluk yaşattı. Her birinizin başarılarınızla onların önüne geçeceğine, Darüşşafaka bayrağını en önde taşıyacağınıza inancım sonsuz.” Zekeriya Yıldırım konuşmasında ayrıca, Darüşşafakalılara israftan kaçınmalarını öğütleyerek, “Elimize verilen kaynakları, verimli ve tutumlu kullanmak gibi bir ödevimiz olduğunu da hatırlatmak isterim,” dedi.” Çok değerli çocuklarını Darüşşafaka’ya emanet eden velilere de seslenen Yıldırım, “Gözünüz arkada kalmasın. Reklam filmimizde Cumhurbaşkanı olmayı düşleyen kızımız gibi toplumun en tepelerine çıkmayı arzulasınlar, hedeflesinler istiyoruz. Velilerimizden bu çabalarımıza destek olmalarını, çocuklarının geleceğini düşünürken hep çıtayı yukarıda tutmalarını istiyoruz,” dedi.
Zekeriya Yıldırım'ın konuşmasının tam metnine ulaşmak için lütfen tıklayınız
Mustafa Özkat:
"Safları arasına katılan her ferdini âdeta esir alan, bedenini sımsıkı saran 'Daçka' ruhuyla nefes almanın heyecanını yaşıyorum"

Darüşşafaka öğretmenler adına konuşan Mustafa Özkat ise, “Şu an, safları arasına katılan her ferdini âdeta esir alan, bedenini sımsıkı saran 'Daçka' ruhuyla nefes almanın heyecanını yaşıyorum bu şefkat yuvasında... Zira ana kucağı sıcaklığında şefkatin dağıtıldığı bu yuva, 'almadan vermeyi' kuruluş felsefesinin temeline oturtarak 150 yıllık köklü geçmişiyle geleceğe emin adımlarla uzanışın da ifadesi olmuştur.” Daçkalı olmanın, sadece ve sadece bir aidiyet duygusuyla izah edilemeyeceğini belirten Özkat, Daçkalı olmayı ise şöyle tanımladı: "Onun 150 yıllık kurumsal hafızasını devralarak devretmeye de hazır olmaktır, yani bu şefkat yuvasının muhafızı olmak, nöbeti teslim almaktır. En asil ve en yüce sevgi olan vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisiyle dopdolu olmak ve onu bir yaşam tarzı yapmaktır. Çağdaş bilgilerle donatılmış olarak çağın ötesine ışık tutmaktır. Dürüstlüğü, çalışkanlığı ve Atatürkçü düşünce yapısından ödün vermeyen duruşuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet anlayışına ve laik devlet anlayışına sahip çıkarak bilimin ve aklın egemenliğinden ayrılmamaktadır.”
Daçkalıların Türkiye'yi yöneten kadrolarda yer almaları gerektiğini belirten Özkat, "150 yıllık tarihine baktığımız zaman bu kurumun, her mesleğin en yetkin insanlarını yetiştirmiş olduğunu görürüz. Hangi mesleğin başarılı temsilcilerini araştırsanız, orada mutlaka bir Daçkalı ile karşılaşırsınız. Galiba yalnızca bir makam kalmış Daçkalının yer almadığı: “Türkiye’yi yönetmede lider olmak”!...”
Mustafa Özkat'ın konuşmasının tam metnine ulaşmak için lütfen tıklayınız
Haziran ayında Darüşşafaka’dan mezun olan 58 öğrenci arasında üniversite sınavında yüksek başarı kazanan 10 öğrenciye, Darüşşafaka’nın kurucusu Yusuf Ziya Paşa’nın adını taşıyan "Yusuf Ziya Paşa Ödülleri" verildi. 2012 Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) ilk 5000'e giren Füsun Cemre Karaoğlan, Simge Başmak, Deniz Kartepe, Sezen Mert, Bahar İpek Gündoğmuş, Zeynep Kutlu, Emrullah Adan ve Yunus Seven ile ilk 10.000'e giren Gözde Köybaşı ve İsmail Öz Özdemir, ödüllerini almanın gurur ve sevincini yaşadı. Öğrencilere ödülleri, Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım ve Darüşşafaka Lisesi Müdürü ve Kampüs Koordinatörü Sayın Adnan Ersan tarafından takdim edildi.
Darüşşafaka’dan mezuniyetlerinin 50. yılını kutlayan DŞ’1962 mezunları da, bu yıl Darüşşafakalı öğrenciler arasında üniversite giriş sınavında en iyi dereceyi alan Füsun Cemre Karaoğlan’a bir ödül verdi. 800 bini aşkın öğrencinin katıldığı Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) Matematik Fen (MF) alanında 73. olarak bu özel ödülü almaya hak kazanan Karaoğlan ödülünü, Darüşşafaka Lisesi Müdürü ve Kampüs Koordinatörü Sayın Adnan Ersan iletti.
İmran Durmuş:
"Büyüyünce daha çok Darüşşafaka Okulu olmasını sağlayacağım"

Darüşşafaka’da her yıl gelenek haline gelen, yılın sınav birincisinin konuşması gerçekleşti. Darüşşafaka Sınavı 2012 yılı birincisi İmran Durmuş, okulun açılış töreninde duygularını ve izlenimlerini şu sözlerle ifade etti:
"Burası çok güzel bir okul. Benim okulumda böyle şeyler yoktu. Burada gözlemevi, planetarium, futbol sahası, basketbol sahası, tenis sahası, yüzme havuzu, spor salonu var. Burada küfür edilmiyor. Burada yalan söylenmiyor. Burada kavga edilmiyor. Bu okulda öğretmenler bağırmıyor, sadece ellerini kaldırıyor, el kalkınca herkes susuyor.
Bu okul çok güzel. İleride bilim adamı olmak istiyorum. Bunun için bu okulda okumam lazım. Şu anda çok heyecanlıyım bu okulda olduğum için. Büyüyünce küfür, yalan, savaşın kalkmasını sağlayacağım. Büyüyünce daha çok Darüşşafaka Okulu olmasını sağlayacağım."
Darüşşafakalılara ilk dersi Halit Çevik Ağabeyleri verdi

Açılış töreninde, Darüşşafakalı öğrencilere yılın ilk dersini, 1966-74 yılları arasında Darüşşafaka’da okumuş, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Genel Siyasi İşler Yardımcısı ve ekim ayından itibaren BM nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği görevine başlayacak olan Büyükelçi Sayın Halit Çevik verdi. Mesleğinde 33. yılını dolduran Çevik, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılının “ilk ders” konuşmasında şunları söyledi: “Bugün hep birlikte sevgili okulumuzun 139. açılış yılını kutluyoruz. Sevgili kardeşlerim, Darüşşafaka tarihini incelediğimizde bu seçkin kurumun ülkemizin yetişmiş insan ihtiyacını karşılama misyonunun da gereği olarak Darüşşafakalıların belli dönemlerde belirli hizmet alanlarına yoğun olarak yöneldiğini görüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde büyük reformistler tarafından kurulmuş bu okul, ülkenin değişim ve dönüşümünde görev almış uzmanlar yetiştirmiştir. 1960’lardan sonra daha çok özel sektöre yönelerek, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınması için gereken uzmanlığı sağlamıştır.Bu ihtiyaç bugün de devam etmektedir. Ancak ülkemizin hızla ve istikrarla gelişmesine paralel olarak kamu sektörünün nitelikli, dil bilen, dünyaya açık gençleri kazanma ihtiyacı da büyüyerek devam etmektedir. Kamu sektöründe kendisine yer edinmeye ilgi duyan kardeşlerime Dışişleri Bakanlığı’na, dış politika konularına ilgi göstermelerini tavsiye ederim.”

Çevik konuşmasına şöyle devam etti: “Türkçeyi ve en az bir yabancı dili çok iyi bilenlerin, analitik düşünebilenlerin ve bunu yaparken de köklü bir eğitimle kazandıkları içselleştirilmiş bir bilgi birikimini kullanabilenlerin kazanabileceği bir sınavdır. Sizleri, bu güzel ailenin bir üyesi, bir Daçkalı olarak, böyle sınavlara hazır olmaya, hazırlanmaya davet ediyorum. Zira Dışişleri Bakanlığı mensubu olmaktan bağımsız olarak, hepimiz her gün ve daima yaşamın önümüze belki fırsat belki sınav olarak koyduğu konularla uğraşmak zorundayız ve uğraşacağız. Buna hazırlıklı olmak, kendimize, ailemize, ulusumuza ve bunun da ötesinde insanlığa karşı bir yükümlülüğümüzdür.”
Halit Çevik'in konuşmasının tam metnine ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Çevik, konuşmasının sonunda ise herkesi duygulandıran bir sürpriz yaparak, bu yıl Darüşşafaka’ya başlayan ve eski okulundaki öğretmenine yazdığı mektubunda ileride büyükelçi olmak istediğini yazan 4. sınıf öğrencisi Begüm Ersoy’u sahneye davet etti. Çevik, “ilk ders” konuşmasını hazırladığı kalemini Begüm’e armağan ederek, Begüm’ün bu kalemi ileride Dışişleri Bakanlığı sınavında kullanması dileğinde bulundu.
Darüşşafaka’ya başlayan 120 öğrencinin Darüşşafaka Marşı’nı seslendirmesiyle sona eren törende; yeni başlayan 16 öğrenci de eski okullarındaki öğretmenlerine yazdıkları mektuplardan bölümler okudu. Minik Darüşşafakalıların öğretmenleri için kurdukları cümeler konukları hem güldürdü hem de ağlattı.
“Öğretmenim ben yeni okulumda çok mutluyum. Bana burada çok iyi bakıyorlar. Gözünüz arkada kalmasın. Öğrenciniz orayı bitirip iyi bir mühendis olacaktır.” (Aykut Yurtsever)
“Ben iyiyim, burada Darüşşafaka’da çok mutluyum. Her akşam banyo yapıyoruz ve yatıyoruz. Sabahleyin kalkıp öğretmenlerimiz ile etkinlikler yapıp oyunlar oynuyoruz, geziler yapıyoruz burada.” (Abdulbari Arkan)
“5 gündür buradayım ve bir kere bile ağlamadım. Burada İngilizce konuşuyoruz. Sınıfça az çok İngilizce biliyoruz.” (Melike Gaye Gin)
“Yeni okuluma alıştım bile. Yeni okulumda eski okulumdan çok farklı şeyler var. Gelince çok mutlu oldum. Yani piyango çıksa bu kadar sevinmezdim. Buraya her şehirden gelen var. Annemin yemeklerinden sonra en güzel yemekleri buruda yedim. Masallar, cici anneler ama biz ‘ciciş’ diyoruz. Ben de evcilim bu arada.” (Aysun Yıldız)
“Burada alışmam gereken çok şey var. Fakat her şey süper. Bu nedenle kolay alışacağım. Umarım sizin de dediğiniz gibi ikinci Atatürk olurum. ” (Erkan Dermancı)
“Size gerçekten çok teşekkür ediyorum. Başka yetim çocukları da göndermenizi istiyorum.” (İrem Büyükşahin)
“Biliyorum bana kızarsınız, benim sizle eşit sevdiğim biri oldu ve ben basketbolu çok güzel oynuyomuşum, öğretmenim söyledi. Cumartesi günleri basketbola gidecem.” (Özay Kaan Avcı)
“Dün İş Bankası’nın yaptığı özel bir eğlenceye gittik. Sonra büsbüyük bir teleskoptan gökyüzünü izledik. En sonra da okulun yanında olan bir sinemada film izledik” (Fatih Acar)
“Sizinle mutluluğumu ve hüznümü paylaştım. Sizi üzdüm ve sevindirdim. Dün annem gitti ve size olan hislerim arttı. Ama sağolsun beni arkadaşlarım yalnız bırakmadı. O okul, benim ‘ilk’ okulum. Burası ise tarihe ismimi yazdıracam okuldur. Öğretmenim ağlamayın ve kendinizle gurur duyun." (Leyla Özcan)