“Yazar her katre-i eşk-i elem târîhini Leylâ
Üfûl etdi Nigâr Hânım gibi bir bî-menend eyvah”*
Türk edebiyatının önemli kadın şairlerinden Nigâr Hanım, ölümünün 104. yıl dönümü olan 01 Nisan 2022’ de Aşiyan’daki aile kabristanlığında, minnetle anıldı. Şair Nigâr Hanım’ın ortanca oğlu Salih Feridun Nigar’ın torunu Nigar Nigar Alemdar, Aşiyan Müzesi Müdürü Ata Yersu ve Darüşşafaka Cemiyeti temsilcilerinin katıldığı törende Şair Nigar Hanım ve ailesinin ruhu için dua edildi, konuşmalar yapıldı.
Şair Nigâr Hanım, entelektüel kimliğiyle, kadın yazarların az olduğu, olanların ise müstear isimlerle erkek adları arasında gizlendiği 19. yüzyıldaki önemli aydınlar arasında yer almıştı.

Beşir Özmen (Darüşşafaka Kültürü ve Tarihi Komisyonu Üyesi),
Fikri Onur Özdemir (Darüşşafaka Lisesi, 9. Sınıf Müdür Yardımcısı),
Yüksel Tuncel (Darüşşafaka Cemiyeti İdari İşler Uzman Yardımcısı),
Öznur Tekebaş (Darüşşafaka Cemiyeti, Destek Hizmetler Birim Yöneticisi),
Gözdem Çapoğlu (Darüşşafaka cemiyeti Bağış ve Bağışçı İlişkileri Uzmanı),
Tahsin Şener (Görevli imam)
Vefatından sonra çok sevdiği, ‘’doyamadığı’’ evlatları, aile üyeleri, özellikle en küçük oğlu Salih Keramet Nigar ve eşi Hatice Nigar tarafından annelerinin adını yaşatmak için, Şair Nigâr Hanım adına yapılan değerli bağışlar, Darüşşafaka Cemiyeti tarafından minnetle hatırlanıyor.
Darüşşafaka; “Pinhan olacak hak-i siyah içre bu cismim (Yok olacak kara toprakta bu bedenim) / Hatırda bile kalmayacak belki de ismim” (Tefekkür) dizelerinin sahibi Nigâr Hanım’ı anarken, 16.8.1917 tarihinde günlüğüne yazdığı, “Bugün gene şairliğim, o halim var… ‘Hanımeli’, gönülden sevdiğim bu çiçeği ikinci defadır ki inşad ediyorum. Kabrime dikilmesi temennisini tekrarladım. Acaba kimsenin hatırına gelecek mi?..’’ dileğini yerine getirerek, Nigâr Hanım’ın kabrini hanımelleri ve çiçeklerle bezedi.
*Ey Leylâ! Elem ve keder gözyaşlarının her bir damlası onun tarihini yazar
Eyvah! Nigâr Hanım gibi kıymet biçilemeyen (insan) öldü.
(Şair Leyla Saz Hanım’ın, Şair Nigâr Hanım’ın vefatı için söylediği tarih manzumesi)
Şair Nigâr Hanım Hakkında*
Asıl adı Sandor Farkaş olan, 1848 Macar İhtilâli’nden sonra Türkiye’ye sığınarak ihtida eden ve “Macar” lakabıyla tanınan Osman Paşa’nın kızı olan Nigâr Hanım, 1862 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi Sadrazam Keçecizâde Fuad Paşa’nın mühürdarı Nûri Bey’in kızı Emine Rif‘atî Hanım’dır. Yedi yaşında iken Madam Garos’un Kadıköy’deki yatılı okuluna verildi. Bu okulda Fransızca, piyano, resim ve dikişin yanı sıra Rumca, İtalyanca ve Ermenice öğrendi. Dönemin ünlü ismi Ebüllisan Şükrü Efendi’den Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri aldı. Örtünme yaşının yaklaşması sebebiyle okuldan alındıktan sonra piyano ve lisan derslerine evinde devam etti.
Annesinin ve babasının ölümünden sonra kendisini oğullarına ve edebiyata adayarak Şişli’deki konağında meşhur salı toplantılarını düzenlemeye başlayan Nigâr Hanım; yerli yabancı, kadın erkek seçkin bir sanatkâr zümresini çevresine topladı. Buraya devam edenler arasında Recâizâde Mahmud Ekrem, Şeker Ahmed Paşa, Süleyman Nazif, Faik Âli Ozansoy, Abdülhak Hâmid Tarhan, Mustafa Reşid, Ali Ekrem Bolayır, Celâl Sahir Erozan, Ercüment Ekrem Talu, Ahmet Râsim, Macar Türkologu Ignácz Kúnos, Arminius Vámbéry, ressam Zonaro, piyanist Furlani ve Hegey, kemânî Tatyos Efendi, dönemin Maarif nâzırı Münif Mehmet Tâhir Paşa ve Paris sefiri Sâlih Münir Paşa ve çeşitli ülkelerin elçilik erkânı başta gelmektedir.
Hikâye, tiyatro, çeviri, mensure, mektup, makale, anı, sohbet, deneme gibi türlerde de eserler veren ve kitaplarının bir kısmında bunları tür ayrımına gitmeden bir araya getiren Şair Nigâr Hanım’ın yazı hayatı; Hanımlara Mahsus Gazete, Mürüvvet, Ma‘lûmât, Servet-i Fünûn, Edebiyyât-ı Umûmiyye Mecmuası, Utârid, Şehbâl, Pul gibi, bir kısmında Üryan Kalb takma adlarını kullandığı çeşitli dergi ve gazetelerle iç içe ilerledi.
Efsûs (I ve II), Nîran, Aks-i Sedâ, Safahât-ı Kalb, Elhân-ı Vatan adlı eserleri bulunan Şair Nigâr Hanım’ın, döneminde sahneye konmuş fakat yayımlanmamış Gırîve adlı bir tiyatro eseriyle Te’sîr-i Aşk adlı bir başka tiyatro eseri ve dergilerde kalmış şiirleri ile nesirleri de bulunmaktadır. Tamamı yirmi defter olduğu anlaşılan günlüklerinden on üç defteri Âşiyan Müzesi’nde muhafaza edilmektedir.
Nigâr Hanım, savaş yıllarının salgın hastalığı tifüse yakalanarak, kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi’nde 1 Nisan 1918’de vefat ettikten sonra Rumelihisarı Kayalar Mezarlığı’ndaki annesiyle babasının kabirleri arasında toprağa verilmiştir. Nigâr Hanım’ın mezarı yol yapımı sebebiyle iki defa değiştirilmiş ve bugün Âşiyan Mezarlığı’nda bulunduğu yere alınmıştır.
* Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’ndeki, Nazan Bekiroğlu’nun kaleme aldığı “Nigâr Hanım” adlı başlıktan derlenerek alınmıştır.
Tüm Haberlere Göz Atın